Tang İmparatorluğu'nun kurucu direklerinden birinin oğlu olarak ayrıcalıklı bir şekilde doğan Cheng Chu Mo, hayatının kolaylığından daha fazlasını yapmak için hiçbir zaman arzulamamıştır. Hiçbir özlemi, yönü ve hırsı olmadan, hayatı tembellik ve anlamsızlık içindeydi ama tüm bunlar Fu Rou'yu ilk gördüğünde değişti. Yerel bir tüccarın kızı olan Fu Rou, hiç kimsede büyüklüğe ilham verecek biri olacağını hayal etmemişti, ama Cheng Chu Mo ile ilk kez karşılaştığında tam olarak böyle oluyordu. Çok daha üstün olan Fu Rou tarafından anında büyülenen Chu Mo, birdenbire kendi eksikliklerinin farkına varır ve kendisini Fu Rou’nun sevgisine layık kılmaya yemin eder. Kendini çalışmalarına adayan Chu Mo, bir gün evlenmek için Fu Ruo'nun elini isteyecek kadar layık olacağını umarak bilgi ve olgunluk içinde büyür. Zaman geçtikçe kendini babasının izinden giderek, sahili yağmacı korsanlara karşı savunarak özverili bir şekilde ülkeye hizmet etmeye gönüllü olur. Chu Mo'nun mükemmelliğe doğru olan yolculuğu onu bir yola saptırırken, Fu Rou başka bir yola koyulur. Ailesini kraliyet sarayında usta bir dokumacı olmak üzere terk ederek, kısa süre sonra kendisini sadece kendisini değil tüm ailesini tehlikeye atabilecek saray planlarının içinde bulur. Sıklıkla kesişmeyen yürüyüş yolları, Chu Mo ve Fu Rou, yollarına çıkan sayıları giderek artan düşmanların ve engellerin üstesinden gelmek için yalnızca fikirlerine ve becerilerine güvenmek zorundadır. Önlerinde bu kadar çok muhalefet varken, bu iki kaderi ruh, ülkelerini ve aşklarını kurtarmak için gerekenlere sahip mi?