"Bu adam kim ve benden neden bu kadar nefret ediyor?"Karısı ve yeni doğmuş bebeği ile birlikte yaşayan Oh Dae-Su adında basit bir adam, 1988'de bir gün evinin önünden kaçırılır. Uyandığında kendisini minik ve karanlık bir hücrede bulur. Oraya kimler tarafından ve niçin kapatılmış olduğunı bilmeyen adamın dünyayla tek bağlantısı, sadece hücresindeki minik televizyondur. Bir gün haberlerde karısının vahşice öldürüldüğünü duyunca şok geçirir ve olayla bağlantısı olduğu düşünüldüğü için kapatılmış olduğunı anlamış olur.Tam 15 yıl sonra bir gün aniden serbest bırakılan adam, ailesini öldüren kişileri bulmaya ve kendisini oraya kapatanlardan intikam almaya yemin eder.

Atina Olimpiyatları başlar ve Kore'nin beklentisi her dalda altın madalya almaktır. Kore kadın sporcuları, görmezlikten gelinen Hentbol ekipı hariç, dikkate kıymet bir başarı göstermektedirler. Gençlerin ve 30'larında bulunan bayanların bir araya getirilerek oluşturulduğu bir zamanların elit ekipı, şimdilerin en fenasü olarak kabul edilmektedir. Acaba bu garip grup kişisel değişiklıklarını yenerek takım olarak bir araya gelip zorlukların üstesinden gelebilecek midir?

Kim Seok-Hyeon (Ji Jin-Hee) Kore'nin 36 yaşlarında atanan en genç ağırceza mahkemesi yargıcıdır. Akılcı hükümleriyle ünlüdür. Kim Seok-Hyeon’un bir de güzel bir eşi (Yun Se-Ah) ve kızı vardır.Karısının vahşice öldürülmesiyle mükemmele yakın yaşamı paramparça olur. Kim Seok-Hyeon’a karşı eski bir hükmü yüzünden kin güden Jang Su-Yeong (Ha Jung-Woo) adındaki bir adam, hızla bir numaralı şüpheli olur ve dava kapanır.Derken bir muhabir Kim Seok-Hyeon’un matemini ele alır ve Seok-Hyeon’ın yaşamı ile Han Sang-Jun isminde 30 yıl öncesinin bir yargıcının arasındaki şaşırtıcı benzerlikleri ortaya çıkarır. Bu yargıç, 30 yıl önce atanan en genç ağırceza mahkemesi yargıcıdır, aynı okuldan mezuniyet mevzuşmacısı olarak mezun olmuş keza eşi ve kızını da yırtıcı bir cinayette yitirmiştir. Bu olaylar tam 30 senelik bir süre içinde tekrar cereyan etmiş görünmektedir.Şimdi bu “Paralel Yaşam Teorisi” biçimi devam ederse, Jang Su-Yeong 16 gün içinde hapisten kaçacak ve kızını öldürecektir…

1910'da tıp doktorluğu eğitimi almakta olan Gwang-soo, ormanda bir ceset bulur ve otopsi ustalığını geliştirmek için gizlice evine götürür. Cesedin Seul'un en güçlü adamının oğluna ilişkin olduğunu öğrenince bulmuş olduğu yere geri götürmeye çalışır ancak aynı şekilde öldürülmüş bir başka cesetle daha karşılaşır. Cinayetlerin suçunun kendisine yükleneceğinden telaşa düşen Gwang-soo, vakaı çözmesi için bir özel dedektif tutar.

Jeong-ju, 30 yaşında ve mutsuz bir kadındır. Mutsuzluğunun sebebi olarak lisede beraber olduğu ve bugün ünlü bir pop starı Jo Hani'yi suçlamaktadır. Jeong-ju'ya bakılırsa bu yaşamının en büyük hatası ve dönüm noktasıdır. Bir gün olağanüstü bir halde kendisine geçmişe dönerek her şey değiştirme şansı verilir. Artık akıllandığını düşünmektedir ve birdenbire kendisini 10 yıl önceki kendisine hayati öğütler verirken bulur.

Ha-eun, dövüş sanatçısı olan kocası tarafından devamlı olarak fiziksel şiddet gören bir ev hanımıdır. Bu duruma uzun süre sessiz kalan Ha-eun, kocası bigün kendi kızına da şiddet uyguladığında artık daha fazla dayanamaz. Bu tacizlere son vermek için eğitim almaya karar verir. Boksör olarak sıkı bir eğitim alan Ha-eun, sonunda ringe çıkarak kocasıyla dövüşür.

3 yaşında Amerika'ya evlatlık verilişinden bu yana Kore'ye ilk kez gelen 26 yaşındaki May'in bu yolculuğunda iki amacı vardır, öz ailesinin onu neden terk ettiğini ve omuzundaki kertenkele şeklindeki yaranın nasıl olduğunu öğrenmek.Geçmişini araştırırken, bir kalp spazmı yüzünden sokakta yardım isteyen Eun-sul adında bir taksi şoförüyle karşılaşır, Eun-sul'un her an ölümüne yol açabilecek ender görülen bir kalp hastalığı vardır. Yardım etmeyi hayatında yapacağı son iyilik olarak düşünen Eun-sul'un da katkısıyla May'in yanıtları arayışı sürer. Çocukluğundan hatırlayabildiği tek anısı, belli belirsiz gördüğü bir "kırmızı tavşan" ve omuzundaki kıvrımlı yara izidir... Bunlar onu aradığı cevaplara götürebilecek midir?

1930'ların Japon işgalindeki Kore'sinde, Kore'nin ilk radyo istasyonu olan JODK yayına adım atar. Yapımcılar, radyoyu tekdüzelikten kurtarmak için bir radyo oyunu yayınlamaya karar verirler. Tecrübesiz ve motivasyonları birbirlerinden çok farklı kişilerden oluşan bir ekip kurulur; ekipte bir bağlarımsızlık gerillası, bir eski gisaeng, bir caz şarkıcısı, bir haber sunucusu, bir hademe ve bir de yazdıklarının sonunu asla getiremeyen bir yazar vardır.

Çocukluk yıllarında yarış otomobili kullanma hayali taşıyan Man-su (Kam Woo-seong), Ahlak Bilgisi Öğretmeni olan babası tarafında fazla kuralcı bir insan olarak yetiştirilmiş ve ileride kurallara her şartta bağlı olan oğlunun bir kural düzenleyici olarak politikaya atılmasını ister.Kırmızıda geçmeyen, rüşvet almayan, hızlı araç kullanmayan kurallara sıkı sıkıya bağlı olan Man-su için müteşekkir olması gereket hayat, eşinden boşanmasına ve işinden ayrılmasına sebep olur.İşinden ayrılması sebebiyle verilen veda yemeğindeki herkesin mutlu tavrı ve yemek sonunda hesabı Man-su’ya ödetme pişkinlikleri Man-su’nun iyi birisi olma terbiyesinde kırılma noktası olur…

Üç arkadaş vardı. Biri saldırgan oldu ve biri de kurban. Diğeriyse bütün hıncıyla yumruklarını bozulan arkadaşlığına salladı. Yönetmenin genç aktör kreasyonu ve lise gençlerinin hayatına bakışıyla saldırgan ve kurban neden ve sonuç ilişkileriyle geldi. Bu zaman herkesin acı çekeceği bir zamandı...

Sang-hoon borçlulardan para tahsil edip alacaklılara aktaran genç bir serseridir. Bir gün, bir lise öğrencisi Youn-hee ile karşılaşır. Her ikisi de mutsuz bir çocukluk yaşamış, parçalanmış ailelerden gelen kişilerdir. Film, yönetmen Ik-jun Yang'ın otobiyagrafik düşüncelerini içermektedir.

Baramui Fighter, gerçek bir yaşam öyküsünden yola çıkılarak hazırlanmış kore yapımı bir film. Filmin bahsettiği kişi Choi Bae-dal (daha sonra ismini Masutatsu Oyama olarak değiştirmiştir 1923-1994) dünyada 11 milyondan fazla öğrencisi olan Kyokushin Karate okulunun kurucusudur. Aslen Koreli olan Choi Bae-dal estetik anlayışın hakimiyetindeki japon karate ekolünü adeta yerle bir etmiştir. Çünkü onun karatesi en kısa yoldan karşındakinin kemiklerini kırma prensibine dayanır. Film ilginç bir deneme ile bu prensibi karakterin öz yaşam öyküsüne de yedirmeye çalışmış. İkinci dünya savaşı öncesinde Kore japon işgalinde ve Choi Bae-dal japon ordusuna alınıp savaşıyor. Sonrasında japonyada yaşamını kazanmaya çalıştığını görüyoruz ancak gerek askerdeyken gerekse de sonrasında bir koreli olarak ikinci sınıf vatandaş. Sürekli eziliyor ve küçük görülüyor falan filan. Onun yaşamı zor geçtiği için dolayısıyla bu yaşamdan ortaya çıkan bastırılmış bir öfkenin güdümündeki bir karate anlayışı da basit ve serttir.

Sahtekarlıktan mahkum olduktan sonra, Choi Chang-Hyuk (Park Shin-Yang) hapishaneden çıkalı bir ay geçti. Fakat bu sefer ayrıntılı bir plan hazırladı. En iyi 5 hırsızla bir ekip kurarak. Tarihteki, en büyük bankaya bir hırsızlık yapacak. Mükemmel planın arkasındaki beyin; Müdür Kim (Baek Yun-shik). Müdür Kim'in Mafya babası, İnsanlarla her şeyi konuşan biri olan Dolandırıcıların Mafya babası Büyükağız (Lee Munsik), olağanüstü bir kadın avcısı olan Swallow/Kırlangıç, kalpazanlıkta yetenekli olan Gazolin. Fakat tek sorun ise; onların birbirlerine güvenmemeleridir. Onlar sadece 5 milyon doları almayı amaçlıyor, ancak her birinin de aklında başka bir plan var.

Bir erkeğin bedeninde hapsolmuş genç bir kadın, aynı vücut Güney Kore bu sıradışı komedi-dram onun sorunlarına cevap tutabilir olduğunu keşfeder. Oh Dong-gu (Ryu Deok-hwan) her zaman etrafındaki herkesten daha farklı olduğuna inanıyordu olan bir lise öğrencisi olduğunu ve o bir kız yerine erkek olması gerekiyordu ikna hale geldi. En sevdiği şarkıcı, Madonna, bir şımarık tutum cesaret ve babası, kimin tirades ondan eşini sürdü alkolik eski boksör tarafından korkutmak değil belirlenir, Dong-gu hayal, part-time iş çalışır ve onun paradan tasarruf gün bir cinsiyet değiştirme operasyonu gelemez. Dong-gu büyük bir çocuk ve birden fazla kişi o büyük güreşçi olmak inşa sahip önerdi olduğu; O spor hiç ilgi var, ama o bir güreş turnuvası büyük bir nakit ödül kazanan gidiyor tutulduğunu öğrenir, Dong-gu onun yeni cinsiyete bilet olabilir sadece filika karar verir. Dong-gu sporu öğrenmek için okulun güreş takımı ile ilgili imzalar, ancak takım arkadaşları onu shun ederken, teknik direktör (Baek Yoon-sik) eksantrik delikanlı umut görür ve herkes, Dong-gu yılların sürpriz Madonna'nın dans hareketleri taklit ona onu sonra tüm halka bir kazanan hale getirebileceğini bir hız ve çeviklik verdik.

Ah-mi iki senedir özgür çalışan bir oyun yazarıdır, fakat işler onun için iyi gidiyor gibi görünmemektedir. Ablası Young-mi ile birlikte yaşamaktadır, çünkü kendi başına yaşayacak maddi olanakları yoktur. Neredeyse dağılmak üzere olan, başarısız bir rock grubunun üyesi olan Won-suk isminde da bir adam arkadaşı vardır. Bigün yeni biriyle tanışma randevusuna (bilnd date) gider ve Seun-won adındaki bu fert hayatına girer. Bu yeni kişi onun adam arkadaşından fazlaca değişikdır. Bunlar olurken, aklı başında ve seksi dekoratör, Young-mi de Kyoung-soo adında bir aktörle tanışır. Bu birey ona itimat vermektedir, fakat onun için aşka yakın duygular hissetmeye başladığı an menapoza girdiğini öğrenir. Young-mi’nin Kang-ae adında bir de kızı vardır. Çalışkan bir lise öğrencisi olan bu kızın yaşamındaki yeni amacı erkek arkadaşı Ho-jae ile öpüşmenin bir yolunu bulmaktır. Kang-ae’nin kendini flört uzmanı ilan eden en iyi arkadaşı Mi-ran ise aşk mevzusunda ona koçlık yapmaktadır. Mi-ran Kang-ae’ye ilk öpücüğü için plan yapmasında yardım eder, fakat entrikaları işe yaramaz ve Kang-ae’nin ilk öpücüğü Mi-ran ile olur. Yaşları, hayata karşı tutumları ve flört seçimlerindeki farklılıkra rağmen bu üç hanım mutluluk için kendi biricik yollarını bulmayı öğrenirler.

İlk kez aşık olan genç bir adam, kız arkadaşının buzdolabında kötü bir sırrı olduğunu keşfeder.

Umutsuz bir aşkın peşine düşen ve sürekli yolları şaşıran bir kız, yine unutkanlık sonucu bir erkekle karşılaşır ve tesadüfler sonucu ona aşık olur. Biraz zorlamayla başlayıp, gerçek bir aşka dönüşen bu ilişki, zamanla gelişen umutsuz bir hastalığın kurbanı olacaktır. Ve aşkın tek besini anılar, yavaş yavaş silinir. Anıların silinmesiyle tehlike başlar.

1980 senesinde, askeri darbenin yönetime el koymasının yıldönümünde patlak veren protestolarda askerlerin yüzlerce göstericiyi öldürdüğü Gwangju kırımında, genç bir kız olayların içinde kalıverir. Kırım sırasında bir çok fert gibi, annesinin de vurularak öldürülüşünü gören genç kızın belleğinden bu görüntü hiç silinmez. Evsiz ve kimsesiz olarak bir adamın yanında kalmaya başlayan genç kız tecavüze ve kötü muameleye de maruz kalır.Bu film Kore halkının gerçekleri öğrenmek için talepte olmasına yol açtı. Hükümet sonunda, katliamla ilgili gizli dosyaları tekrar açma kararı aldı.

'Akustik' 20 yaşlarındaki gençlerin umutlarını, hayallerini ve aşklarını müziğe bağladıkları bir gençlik konulu bir filmdir.Sin Se-kyeong yalnız ramyun yemesini gerektiren nadir görülen bir hastalığa yakalanmış olan bir vokalisti oynayacaktır. Beceriksiz fakat bir tek bir adam ve kız olan Seulong ile Baek Jin-hee ortaktır.Ek olarak CN Blue üyelerinden Lee Jong-Hyun ve Kang Min-hyeok bir fırın sahibi ile tanışmalarından sonrasında yeni bir müzik hayatına giriş icra eden bir trampetçi ve gitaristi oynamaktadırlar.Bu özel proje pop ikonlarının oyunculuk ve müzikal yeteneklerine, gençliğe ve müziğe dikkat çekmektedir.

Hyeon, birgün asansöre biner, asansörde tanımadığı bir erkek de vardır.Hyeon biran bu insanla seviştiğini hayal eder. Delikanlı asansör b3 e gelmeden kimse binmezse ona kahve ısmarlayacağını söyler. Ve Hyeon asansör durduğu anda kendini dışarı atar. Birgün asansördeki delikanlıyla yeniden karşılaşır. Sevmediği ama evleneceği bir nişanlısı, yapması ihtiyaç duyulan işler, randevuları vardır. Ama bu adam içten içe onun ilgisini çeker ve bir gün içerisinde aşk yaşanmaya adım atar…