“ - Ama neden bu kadar çok korkuyorum? - Çünkü korkuyorsun. - Ne anlama geliyor bu söylediğiniz? - Hiç bir anlama gelmiyor. - Şaka mı yapıyorsunuz? - Yoksa anlam mı arıyorsunuz ?” (Filmden)
Hong Sang-soo’a aşina olanlar bilir, onun hikâyeleri kendi bakış açımızı ne kadar eğip bükebildiğimizin sınavı gibidir. En basit hikâyelerin alışılmadık şekillerde derinleşmesi ya da kavramların yüzeysel bir şekilde birbiri içine geçmesi bizi hem şaşırtır hem de eğlendirir. Bambaşka Bir Ülkede’de Isabelle Huppert, Mohang kıyısında küçük bir otelde konaklayan üç farklı kadını canlandırıyor. Üçü de Fransız, üçünün de ismi Anne, üçü de aynı insanlarla, benzer tuhaf durumlarla karşılaşıyor.
Yanlış anlaşılmalar, kültürel farklılıklar, kadın-erkek ilişkilerinin mekân ve zaman tanımayan klişeleri… Öyle sahnelere tanık olup, öyle diyaloglara kulak misafiri oluyoruz ki bunların garipliğini ve gülünçlüğünü bir kenara koyup mantıklı olmanın gerekip gerekmediğini sorgulamaya başlıyoruz. Bambaşka Bir Ülkede ülke metaforu üzerinden anlatılan ‘ötekilik’ üzerine bir şiir gibi.