Bu tarihi hikaye,öz babası tarafından mühürlü tahtadan bir fıçının içinde öldürülmüş olan Prens Sado'nun ölümü anlatmaktadır.

Yu-jin ve onun kör anası Seoul'da ufak bir köye taşınırlar. Yu-jin yeni okulunun ilk gününde yeni arkadaşlar edinir. Nefretin öteki kurbanlarıyla birlikte, Yu Jin dört muzip kızı, cadı tahtası vesilesiyle lanetler. Okulun ikinci gününde ise vakalar ilginç bir halde yol almaya devam eder. Artık okulda hergün bir ölüm vardır. Sonraki gün ölüm başka bir kurbanını yakalar... Artık okul dehşet ile çevrilmiştir.

Xiaochun, babasıyla birlikte Çin'in küçük bir kentinde yaşayan, keman çalma konusunda büyük kabiliyete sahip bir çocuktur. İçine kapanık ve utangaç bir çocuk olduğundan, duygularını en rahat müzikle ifade edebilmektedir. Oğlunun geleceğini düşünen babası, bu kabiliyetini daha iyi ortaya çıkarabilmesi için Pekin'e giderek tanınmış okullardan birine başvuru yapar. Okula kabul edildikten sonra yeni ortamına alışmaya çalışan Xiaochun, zamanla gerçek dostlığı, aşkı ve herşeyden önemlisi müziğin gerçek anlamını kavramaya başlayacaktır

Chi-ho, Kyung-jae ve Dong-woo liseden arkadaşlardır. Chi-ho tek amacı kızları ayartmak olan çapkının teki, Kyung-jae kızların olduğu bir ortamda aşırı utangaç olan fazlaca başarılı bir öğrenci, Dong-woo ise gerçekliğin baskısıyla baş etmeye çalışan ve karikatürist olmak isteyen biridir. Hikayemiz üçünün liseden mezun olmasıyla başlar.

Suçluları yakalamaya çok hevesli yeni yetme polis memuresi Kyung, izinli olduğu bir gün sokaktan gelen yardım dualarına kulak vererek; kapkaçcının peşine düşer.Kyung peşine düştüğü adamı yakalar fakat yakaladığı adamın yanlış adam olduğunun çok geçmeden fark eder..Evet, bir ihtimal yanlış adamı yakalamıştır sadece ondan hoşlanmıştır. Özür dileyeceği yerde, insanla yakınlaşmak için; ortada anahtarı olmayan bir kelepçeyi geçirir kollarına....

Jin bir karabasan görmüştür; rüyasında onun yüzünden bir trafik kazası oluyordur. Uyanıp, rüyasında gördüğü kaza yerine gittiğinde, kabusundaki şeklinde bir kazayla karşılaşır. Fakat kazaya Ran isminde bir kadın sebep olmuştur.Jin kaza mahallinde Ran’la tanıştığında aralarında bir bağ olduğunu anlar. Ran Jin’in rüya gördüğünde yaptıklarını, gerçek hayatta yapıyordur.Aşk, bellek, hayal öğelerini insanların doğru kuramadıkları mesajşim üzerinden anlatan yönetmen Kim Ki-duk ’un on beşinci uzun metrajlı filmi Rüya’da da usta, insan ilişkilerinin yarattığı dramı beyazperdeye taşıyor.

1953, Kore savaşı bitmiş, hayatta kalma savaşı adım atmıştır. 18 yaşındaki iki delikanlı, Taeho ve Jongdu, öksüz çocuklar kampında kalmaktadır, burası bir toplama kampını aratmaz, hepimiz açlıktan, insanlık dışı muameleden ve dayanılmaz çalışma koşullarından acı çekmektedir. Fakat bu ikilinin daha güzel bir yarın rüyası vardır. Akıllı ve akıllı olan Taeho'dur, sokak kabadayısı olansa Jongdu'dur. Beraber Amerikan ordusunun malzemelerini çalmayı planlarlar ve işi büyütmek için başka gençleri aralarına alırlar. Sadece bölgedeki çetelerin elinden işi almaya kalkışınca, hayatta kalma savaşı gerçek bir cenka rotatif.

Chul Soo (Cho In Sung), Güney Kore İstihbarat Başkanının hayatı eğlence olarak gören, sadece kızlarla flört etmekle ilgilenip, okulu bile ciddiye almayan oğludur. Bir gün üniversite hocasının zorlamasıyla Kuzey Koreli bir kazı grubuyla birlikte antik bir mezarı araştırmaya gönderilir. Burada da, Kuzeyli bir diplomatın akıllı, disiplinli ve güzel kızı Young Hee (Kim Sa Rang) ile karşılaşır. Ona ilk görüşte âşık olan Chul Soo, onu kazanmak için her şeyi yapar. Sonrasında birbirine âşık olan çiftin arasına Kuzey ve Güney arasındaki engeller girer. Bakalım sevgileri bu zorlamayı atlatabilecek mi?

Evli bir adam, bekar bir hanım. İkisi de 40'larına adım atmış. Tanıştıkları gün beraber olurlar.Camel(s), "Wol-Got" adında şirin bir batı sahili kasabasına giden orta yaşlı bir çiftin, bir gecelik hikayesi. Klasik bir aşk hikayesinden çok, 2 yabancı arasındaki ilişkinin nasıl ilerleyebildiğine siyah-beyaz tonlarla ışık tutuyor.Çift, eskiden köy olan, şimdilerde ise minik moteller, sashimi ve karaoke barlarıyla dolu bir kasaba olan "Wol-Got"a doğru yola çıkar ve ulaştıklarında, birbirleri hakkında hiçbir fikri olmayan bu orta yaşlı çift, bir sashimi barının köşesinde muhabbette adım atar. Birlikte yiyecek yiyip, beraber şarkı söylerler ve gecenin sonucunda odalarına çekilirler!

Kırsalda bulunan bir konakta oturan zangin bilgisayar programcısının evine her gece hırsız girer .Hırsız genelde evinde tembellik eder ve bazı şeyleri çalar . Konağın sahibini çileden çıkaran bu hırsızı yakalamak için yemin ederler ve komik vakalar böyle adım atar.

Bir müzisyen olan Dong-Hoon (Kangin) ve bir karikatürist olan Jae-Hee (Park Se-Young) eski sevgililerdir. Beraber oldukları zamanlar Gooreumi isminde bir kedi beslemişlerdir. Ayrılmalarından sonra, kediyi beslemeye Dong-Hoon devam etmiştir. Bigün kedi ölür. Dong-Hoon, Jae-Hee'yi arayıp Gooreumi'ye olanları anlatmaya karar verir. Hemen sonra 1 yıl içinde ilk kere buluşurlar ve kedilerine bir cenaze düzenlemek için, Dong-Hoon ve Jae-Hee bir gece iki günlük bir geziye çıkarlar.

Ju Hong'un (Hyeon-a Seong) meslektaşı ve arkadaşı Sun Ae (Na woon Kim) tarafınca fark edilmek için Hae-young Kim'in(viyolonist) konserine çağrı eder ve Sun'un bir otomobil kazasında ölen kız kardeşi Tae Yeon Kim'in(Da-an park) daha önceki okulunundan en iyi arkadaşı olduğunu öğrenir. Binayı terketmeden önce Sun imtihanından başarısız olan bir öğrencisi tarafınca tehdit edilir. Evi giderken de yolda bir kazadan kurtulur.Evde Jun(Ho-kutu Jeong) Karısıyla bir sürpriz doğum günü partisi düzenlemektedir. Yoon Jin'in ve Young Yoon Hye içeri girince şarkısını söylerler.Kızları ve baldızı Kyung (Jin, kazanmaya çalışır) Kim'in nişanlısı bir MBA kursunda Manhattan'dadır. Gelecek sabah kocası dilsiz ve garip bir kadın olan Ji Sook'u temizlikçi olarak meblağ. Yoon Jin'le alışverişe çıkarlar kız viyolonsel sesini duyar vebüyülenir Ju'da o aleti satın alır. Sun'un köpeğinin esrarengiz ölümünden sonra başına tüyler ürpertici olaylar gelir.

Jung-Won otuzlu yaşlarında pençesine düştüğü amansız hastalığa karşın gmeşhurk yasamına geçindiren, her süre güler yüzlü olmaya çalısan bir fotoğrafçıdır.

5 ayrı çiftin parçalanmış ilişkilerini anlatıyor.

Hana, arkadaşı Jin intihar ettikten sonrasında uyku problemleri yaşamaktadır. Uyuyamadığı bir gece anne-babasının kavgasına şahit olur. Ertesi sabah, anne-babasının sanki gece aslabir şey olmamış şeklinde davrandıklarını görür ve bu onu cok rahatsız eder. Bu sırada müzik kulübünden Se-Mi adlı bir ögrenci Hana ile yakınlık kurmaya başlar ve Hana onunla takıldıkça acayip davranmaya başlar. Hana pişman olup bu vakadan kendini sıyırmaya çalışsa da başaramaz ve hakkında dedikodular çıkar. Aynı arkadaşı Jin gibi o da günün birinde kendini okul binasının çatısının kenarında dururken bulur.

Joong-pil dövüş kabiliyetlerinden ötürü lisenin tartışmasız tek "kral"ıdır. Rahat bir hayatı vardır ta kii komşu okuldan Min-hee'ye âşık olup, yeni öğrenci Sang-man tarafından meydan okunana kadar. Ek olarak Min-hee'de "Beş Prenses Çetesi'nin lideri Na-young'a karşı rekabet içindedir ki o da Joong-pil'den hoşlanıyordur.

Young-Dal'ın karısı, kızları IL-mae'yi doğururken ölünce Tae-il'in annesi bu yetim kıza süt anneliği oluşturmaya adım atar.Tae-il'in hayatına apansız süt kardeşi olarak giren IL-mae büyüdüklerinde Tae-il için çok daha fazla anlam ifade edecektir.Hayattaki tek amacı okul yıllarından beri IL-mae ile evlenmek olan Tae-il, bununla birlikte öğretmenleri olan IL-mae'in babası Young-Dal'ın kızı ile evlenmesi için önüne koyduğu şartları tüm imkansızlıklara rağmen tek tek aşmaya çalışır.Young-Dal'ın bütün şartlarını tamamlayıp kızı ile evlenme izni almış olduğunda IL-mae'nin Tae-il'e olan isteksizliği kız babası ve Tae-il'i başka yöntemler aramaya sevk eder.IL-mae'in isteksizliğine anlam veremeyen Young-Dal ve Tae-il gerçeğin yaşadıklarından daha acı bulunduğunu anlayacaklardır.

“no-use high school” isimli bir lisede geçen film, birbirinden acayip öğretmenleri ve öğrencileriyle bizi çılgın bir eğlenceye davet ediyor. Sado mazo bir öğretmen, fukara bir kız olduğu adından belli poor girl (o kadar yoksul ki yoksulluk kızın sırtına bezden bir bebek şeklinde fiziksel olarak yapışmış), isviçreli bir aile tarafından evlat edinilmiş yakışıklı bir genç anthony, okulun tek bakir öğrencisi tek gözlü cyclops birbirinden enterasan karakterlerden bazıları.Poor girl, anthony’e sevgi duymaya başlar; anthony ise cyclops’un çift cinsiyetli kardeşine aşık olmuştur.

Kolej çseviyesinde bir stajyer öğretmen, bir liseye atanır ve akabinde seri vahşi cinayetler işlenmeye başlar.

Cenup Jeolla eyaletinin uzak bir adasında, 12 ögrenci tek bir derslikı paylaşırlar. çağıl teknolojiden yoksun, bir bisiklet ile gözlüğün arasında ki farkı anlayamacak kadar. Onlara göre ikisindede iki daire var.