Öğrenci Soo-ho Kim (Tae-hyun Cha) dul olan annesiyle deniz kenarında bir kasabada yaşamaktadır. Birgün Soo-ho denize düşer ve neredeyse boğulacakken sınıf arkadaşı Soo-eun Bae (Hye-kyo Song) onu denizden çıkarır ve ortadan kaybolur.Öğrenci Soo-ho Kim (Tae-hyun Cha) dul olan annesiyle deniz kenarında bir kasabada yaşamaktadır. Birgün Soo-ho denize düşer ve nerede ise boğulacakken sınıf arkadaşı Soo-eun Bae (Hye-kyo Song) onu denizden çıkarır ve ortadan kaybolur.İlerleyen günlerde Soo-eun bakışlarıyla Soo-ho'nun dikkatini çekmiştir ve nihayetinde Soo-ho, Soo-eun ile konuşmaya karar verir. Bu okuldaki herkesin dikkatini çeken bir aşkın başlangıcı olmuştur. Fakat bir talihsizlik sonucu gençlerin aşklarına gölge düşer.

Japon - Koreli kız Junko, Japonya'da aşık olduğu Koreli bir öğrenciyi görebilme umuduyla değişiklik öğrencisi olarak Seoul'e gider. Yeni üniversitesine gelen Junko, sevdiği çocuğun askerde bulunduğunu öğrenir. Bu yetmezmiş benzer biçimde bir de kaldığı misafirhane, misafirhane sahibinin çatlak oğlu Jong Man da dahil kabadayı çocuklarla doludur. Junko, duracak başka bir yer arar, fakat Jong Man'dan Korece dersi alması karşılığında kalacağını söyler. Bu huysuz özel hoca, daha çok uygunsuz kelimeler öğretmekle ilgilenmektedir. Başlangıçta tüm süre sinirli ve kavgalı bir şekilde geçer, fakat Junko, bu duyarsız görünüşünün altında Jung Man'da daha fazla şeyin bulunduğunu keşfeder.

Bir çok adamın ardında koştuğu güzel ve varlıklı Yeon-su (Park Jung-a) rahat bir hayat yaşayan şımarık bir kızdır. Jung-do ise onun tam tersi karakterlere sahip bir adamdır. Yeon-su ve Jung-do aşık olup evlenir fakat ailelerinin etkisiyle bu evlilik aslate rahat geçmeyecektir.

Jeong-ju, 30 yaşında ve mutsuz bir kadındır. Mutsuzluğunun sebebi olarak lisede beraber olduğu ve bugün ünlü bir pop starı Jo Hani'yi suçlamaktadır. Jeong-ju'ya bakılırsa bu yaşamının en büyük hatası ve dönüm noktasıdır. Bir gün olağanüstü bir halde kendisine geçmişe dönerek her şey değiştirme şansı verilir. Artık akıllandığını düşünmektedir ve birdenbire kendisini 10 yıl önceki kendisine hayati öğütler verirken bulur.

3 yaşında Amerika'ya evlatlık verilişinden bu yana Kore'ye ilk kez gelen 26 yaşındaki May'in bu yolculuğunda iki amacı vardır, öz ailesinin onu neden terk ettiğini ve omuzundaki kertenkele şeklindeki yaranın nasıl olduğunu öğrenmek.Geçmişini araştırırken, bir kalp spazmı yüzünden sokakta yardım isteyen Eun-sul adında bir taksi şoförüyle karşılaşır, Eun-sul'un her an ölümüne yol açabilecek ender görülen bir kalp hastalığı vardır. Yardım etmeyi hayatında yapacağı son iyilik olarak düşünen Eun-sul'un da katkısıyla May'in yanıtları arayışı sürer. Çocukluğundan hatırlayabildiği tek anısı, belli belirsiz gördüğü bir "kırmızı tavşan" ve omuzundaki kıvrımlı yara izidir... Bunlar onu aradığı cevaplara götürebilecek midir?

İlk kez aşık olan genç bir adam, kız arkadaşının buzdolabında kötü bir sırrı olduğunu keşfeder.

Umutsuz bir aşkın peşine düşen ve sürekli yolları şaşıran bir kız, yine unutkanlık sonucu bir erkekle karşılaşır ve tesadüfler sonucu ona aşık olur. Biraz zorlamayla başlayıp, gerçek bir aşka dönüşen bu ilişki, zamanla gelişen umutsuz bir hastalığın kurbanı olacaktır. Ve aşkın tek besini anılar, yavaş yavaş silinir. Anıların silinmesiyle tehlike başlar.

Hyeon, birgün asansöre biner, asansörde tanımadığı bir erkek de vardır.Hyeon biran bu insanla seviştiğini hayal eder. Delikanlı asansör b3 e gelmeden kimse binmezse ona kahve ısmarlayacağını söyler. Ve Hyeon asansör durduğu anda kendini dışarı atar. Birgün asansördeki delikanlıyla yeniden karşılaşır. Sevmediği ama evleneceği bir nişanlısı, yapması ihtiyaç duyulan işler, randevuları vardır. Ama bu adam içten içe onun ilgisini çeker ve bir gün içerisinde aşk yaşanmaya adım atar…

Fukara fakat neşeli bir kız, Soo-Jin, hayatında ilk defa işinden ve ailesinden ayrılarak egzotik bir adaya tatile çıkar. Varlıklı fakat soğuk bir adam, Jae-Hyuk onu bırakıp giden babasının cenazesi için gizlice adaya gelir. Jae-Hyuk otelde Soo-Jin’le karşılaşır ve onun hayat dolu haline kapılır. Soo-Jin’den adada kaldığı süre boyunca onun tur rehberi olmasını ister.Ünlü bir şarkıcı, Ga-Young, ağır çalışma programı yüzünden strese girer ve hiç kimseye haber vermeden tatile çıkar. Umutsuz bir mağaza elemanı, Jung-Hwan ise adaya gitmek için arkadaşından bedava bilet bulmuştur. Şımarık Ga-Young, Jung-Hwan’ı havaalanında tek başına dururken görür, ondan çantasını taşımasını ve onu otele götürmesini ister. Bay Kibar Jung-Hwan bu isteği geri çeviremez ve ona adada arkadaşlık eder.Bir baba ve koca, Joong-Sik ve karısı, Yoon-Suk ilk yurtdışı seyahatlerini adaya yaparlar. Bu aşk adasında, Joong-Sik karısına son kere unutulmaz bir hatıra ödül ederek, onun mükemmel bir tatil geçirmesi için uğraşır.

Film, dört birlikteliğin yürürlüğünü, acılarını, kederlerini, duygularını ve akıl almaz ayrılıklarını anlatıyor. Dört ilişkinin birbirleriyle birazcık bağı olsa da büyük kısmı uyumsuz. Hikayenin arka planında aşka düştüğü kıza evlenme teklifi etmeye çalışan; fakat her defasında fırsatı kaçıran otuz yaşlarında tutkulu bir itfaiyeci ve her siren sesi duyduğunda sinirlenen kız arkadaşı filmdeki ilk çiftimiz. Suk-hyeon ise işi olmayan sevgilisinden ayrılmaya niyetli ve Ha-seok ile birlikte sevgililerinden ayrılmak isteyen diğer kişilere yardım amaçlı bir ajans kuruyorlar. Juyeong, oğlunun okulda başını belaya yerleştirip durmasından bıkmış; fakat artık oğluyla zaman geçirmesi gerektiğinin farkına varmış. Su-eun duyma problemlerıyla ve yüzündeki yanık izleriyle ilk aşkını hayalkırıklığıyla yaşıyor; ama dile getirmeye cesareti yok.

Dong-mi hali vakti yerinde, çalışan ve seksin hepimiz için bulunduğunu düşünen bir kadındır. Joon ise memur vegenç bir kızla dengesiz bir ilişkisi olan bir adamdır. Kaderin bir oyunu olarak bu ki zıt karakter çalıştıkları işyerinde oda arkadaşıdırlar...

Hyun-woo devlete aykırı eylemlerinden dolayı 17 sene hapis cezasından sonrasında özgür bırakılır. Bu uzun hapis süresinde herkes ve her şey değişmiştir, dava dostları bile sıradanlaşmıştır. Annesi, bir zamanlar onu delilercesine seven ve sığınacak yer sağlayan Yoon-hee'nin ölümünden bahseder. Eski anıları anımsamak için, Hyun-woo beraber birkaç aylarını geçirdikleri yere gider.Yoon-hee'nin gmeşhurklerini ve mektuplarını okudukca, sonuna kadar ona tek sadik kalan ferdin bu kadın bulunduğunu öğrenir. Yoon-hee'nin sevgisi ve güvenci sayesinde, Hyun-woo'nun senelerce hissettiği yalnızlık ve üzüntü azalır. Yoon-hee'nin ona çok önemli bir ödül daha bıraktığını öğrenir, aşklarının meyvesi olan kızları.

Reklam filmlerinde bulmuş olduğu rollerle geçinip, kızını tek başına büyütmeye çalışan terkedilmiş genç bir anne olan Yoo Su Jin hem kendinin dağınıklığı, bununla birlikte çalışma saatlerinin düzensizliği yüzünden kızını dikkatsizlik ediyordur...Kızı Seu Ahn ise bir ilköğretim öğrencisidir ve babasının kendilerini terketmesinden çok etkilendiği için bir gün bir rumuzla bir web sitesine "yağmurlu gün" adlı bir yazı yazmıştır... Bu yazı ünlü olunca kimliği bilinmeyen yazarının peşine gazeteciler düşmüştür ve Seu Ahn'ın bundan haberi yoktur...Bu arada para sıkıntısına düşen Yoo Su Jin evlerindeki bir odayı kiraya vermeyi planlar ama kiracı adaylarının hiçbirini gözü tutmaz...Bunu fırsat bilen Seu Ahn ise kendisine kalacak bir yer arayan çok sevmiş olduği fotoğraf öğretmenini kiracı adayı olarak annesine tanıştırmak üzere evlerine getirir...Duygusal sahnelerinde harika animasyonlarla süslenen "Rainy Day / Yağmurlu Gün" seyrinin bitişinden saatler sonrasında bile hala anımsamaktan ve gülümsemekten kendimi alamadığım güldüren yönü daha ağır basan nefis bir duygusal güldürü filmi...

Yeong-ju için yalan söylemek tam bir sanattır. Bu husustaki maharetini de kendisi benzer biçimde kabahatlulara ballandıra ballandıra anlatmakta, bir de üstüne işin püf noktaları hakkında onları bilgilendirmektedir. Çünkü Yeong-ju, son dolandırıcılık girişiminde enselenmiş, yargılanmış ve kodese gönderilmiştir… Yeong-ju, taş duvarların kendisini uzun süre içeride tutamayacağını bilmektedir. Çünkü şartlı tahliye isteğini gözden geçirecek ve sözlü ifadesine de başvuracak kurul, kısa bir süre sonrasında toparlanacaktır. Yeong-ju, kurulun karşısında eşi olmayan bir performans sergiler. Kendini acındırır, kurul acıma ettiğinde gurur yaparak demogojiye yatmadığına inandırır ve bunu uzatmayarak; kurul üyelerinin, beyaz bir güvercini azat etme hissinin güzelliğini, tazeliğini yaşamasına izin verir…Şartlı tahliye ile yeniden özgürlüğüne kavuşan Yeong-ju ‘yu dışarıda talihsizlikler dizisi beklemektedir. Yeong-ju, trene atlar ve uykuya dalar. Gözlerini açtığında, bacaklarının arasında bir sapık bulunduğunu farklıdır. Aslında, bacaklarının içinde gezinen genç, sapık falan değildir. Yalnız, sevgilisine evlenme teklif etmeye hazırlanan sakar bir romantiktir. Annesinden kalan ve sevgilisine vermeyi plânladığı yüzüğü düşürmüş, genç kızı uyandırmadan yüzüğünü almak istemiştir. Fakat Yeong-ju, bacaklarının içinde ne icra ettiğindan kararlı olduğu Hee-cheol ‘un kendisini savunmasına bile fırsat tanımadan adi sapıktan kan çıkarmayı başarmıştır… Kanamayı durdurmak için lavabonun yolunu tutan saf Hee-cheol ‘ün yüzüğü bir yankesici tarafınca çalınacak, az önce boğuştukları ve şartlı tahliyeyle dışarı çıktığı için hırsızlıkla suçlanmak istemeyen Yeong-ju, trenden inerek yüzüğü yankesiciden çalacak fakat trenin istasyondan ayrılması, gidecek başka hiçbir yerinin olmaması ve trende kalan çantasına da Hee-cheol ‘ün sahip çıktığını düşünmesi üzerine; delikanlıın kendisini savunmaya çalışırken: “Yongkang’da hepimiz beni tanır.” dediğini hatırlayacak ve soluğu, Yongkang ‘da alacaktır… Yongkang ‘da Hee-cheol ‘ü bulamayan Yeong-ju, durumu ailesine anlatmaya çalışacaktır. Fakat vakaları yalın bir şekilde anlatmadaki başarısızlığı ile yalan atmadaki başarısı birleşince; kendisini Hee-cheol ‘ün önce kirlettiği, sonrasında da bir kenara attığı eski sevgilisi olarak tanıtacak ve işler kötü halde karışacaktır…

Gece Klubünde piyanist olarak çalışan Hae-joo’nun gülüşü güzelliği ile yarışmaktadır.Fakat kaderi aynı paralelde seyretmez.Gözleri görmeyen Hae-joo’yu iş çıkışlarında ve işe giderken kendisini taksi şöförü olarak tanıtan Dong-geon eşlik etmekte bu sayede de aşka düştüğü bu kıza daha yakın olmaktadır.Animasyon filmi için yaratığı seslendiren bir dublaj sanatçısı olan Dong-geon kendisini çirkin hissetmekte o yüzden Hae-joo’ya kendini anlatırken lise arkadaşı, pop sanatçısı kadar yakışıklı arkadaşı Do-shik’in siluetini kullamaktadır.Bigün Hae-joo’nun telefonda gözlerinin açılmasını sağlayacak haberi aldığında dünyası tekrar aydınlanmaya başlamış, Dong-geon’un beğenilmeme korkusu ise yaşamındaki ışıkları birer birer sönmesine sebep olmuştur.Sevmiş olduği kadına daha iyi gaslıkebilmek için estetik ameliyat olmaktan bile çekinmeyen Dong-geon daha iyi gaslıkene kadar sevdiği kadından uzaklaşmayı tercih eder.Sevdiği adamın ondan uzaklaşmasına anlam veremeyen Hae-joo tesedüf eseri Dong-geon eski lise arkadaşı Savcı Do-shik’in Ejder Çetesini çökertme operasyonunda karşılaşır ve güzel kıza aşık olur.Yakışıklı lise arkadaşıyla yarışamayacağını düşünen Dong-geon için olaylar dahada içinden çıkılmaz bir hal alacaktır.Severek izleyeceğimiz mükemmel bir güldürü daha.

Jin-Su (Kim Hye-Soo), borderline kişilik bozukluğu muzdarip, kocasının (Yoon Chan) olayı öğrendikten sonra intihar girişiminde başarısız bir romancı. O yakında bırakır bir kurum kararlıdır. Jin-Su bir yıl sonra tesadüfen yeniden Seok-Won (Kim Tae-Woo) karşılamaktadır. Onlar doktor hipnoz kullanılarak onunla seks içine onu manipüle sırasında bir ilişki, başlar. O dolayısıyla onu kontrol etmek ve ikisi arasında tutkulu bir ilişkiye yanılsama yaratmak için hipnoz kullanır. Doktor hâlâ karısının intiharı ile başa çıkmak için mücadele, kendi özel kargaşa vardır.