Mapo ve Seodamun komşu beldelerinin polis karakolları genellikle birbirleriyle kıyaslandığından aralarında kaçınılmaz olarak bir rekabet adım atar. Mapo polis karakolunun komiseri Hwang Jea-sung (Park Joong-Hoon) iş suçluları yakalamaya ulaştığında yürekli ve ne gerekiyorsa yapan biridir. Seodaemun polis karakolunun komiserliğine ise prestijli polis akademisinden mezun Jun Wei-Chan (Lee Sun-Gyun) atanır.En çok suçluyu yakalayan polis memuruna "yılın Polisi" ödülünün verileceği duyurulur ancak bu ödülün en çekici yanı kazanan verilecek olan 30 milyon wonluk nakit parayı da içerecek olmasıdır.Polis akademisi mezunu olmayan Hwang Jae-Sung ödülü bir terfi alabilmek için isterken, Jung Wei-Chan'ın bu nakit ödüle şiddetle ihtiyacı vardır zira kız arkadaşı hamiledir. Bu ödül nedeniyle rakipler arasındaki mücadele daha da kızışır. Tam bu sırada meydana gelen bir seri saldırı vakası komşu karakolları işbirliğine zorlar. Ödül ipini kim göğüsleyecek...

Bu Hikaye Silla-Tang Hanedanlıklarını ve Goguryeo - Baekjae savaşlarını anlatmaktadır.Pyongyang Kalesi'nin işgalini konu alan bir komedi filmidir.

Kadın, reşit olmayan çocukla seks yaptığı içinhapise düşüyor. Bir süre hapiste kaldıktan sonra hapisten çıkıyor ve çocuk onu mahpushane çıkışında karşılıyor. Çocuğun reşitliğe ulaşmasına çok azca bir süre kalmıştır. Her iki aşık büyük bir heyecanla sürenın geçmesini beklerken, absürd sahneler, sürrealist bir senaryo dikkati çekmiyor değil.

Eşinin ölümü ile yas tutmakta olan avukat, büyükbabası Alzheimer hastası olan taksi şöförü ve annesine kemik iliği nakli bekleyen bir kız. Birbirlerinden farklı üç ayrı insanın yolu bir hastanede kesişir.

Sıradan bir oto tamircisi olan Jong-Woo (Shin Ha-Kyun)'nın 17 yaşlarında Gi-Hyuk (Lee Min Ho) isminde bir oğlu vardır fakat Jong-Woo, baba olacak olgunlukta değildir. Kendine ve oğluna bir ev almak isteyen Jong-Woo geceleri taksicilik yapmaktadır. Bigün Jong-Woo'nın müşterisi ölü bulununca baş şüpheli konumuna düşer. Babası katliam zanlısı olarak aranan Gi-Hyuk gerçekleri ortaya çıkarmak için kolları sıvar..

Kral olmak için lüzumlu özelliklere sahip olmadığını,buna layık olmadığını düşünen Prens Kral olmak için lüzumlu meziyetlere haiz olmadığını düşünen Prens Jeonghyeon ile, onun kral olabilmesi için yaşamını ortaya koyan Yeon içinde bir nevi kral-hizmetkar romantizminin çekiciliği söz mevzusu. Fakat bu romantizm, filmin sonuna dek korunan bir kontrole sahip..Daha çok sadakat ve koruma duygusu ön planda.

Kuzeni ve annesiyle yaşayan ilköğretim 6. Sınıf öğrencisi Do-yeon, yarı yıl tatilinde ölen büyükannesinin cenazesine gider. Ve orada yaşıtı olan kuzeni Sang-jun ile karşılaşır. Bütün yetişkinler cenaze hazırlıklarıyla uğraştığı için de vakitının çoğunu Sang-jun ile geçirir. Cenazenin son gününde Do-yeon ve Sang-jun, cenazeye yakın bir yerde boş bir sınıfa girerler. Ve orada ilk cinsel deneyimlerini yaşarlar.Kış Uykusu - Lee Rae, 50'sinde, duyguları körelmiş bekar bir hanımdır. Babasıyla beraber yaşamaktadır ve Alzheimer hastalığının pençesine düşmüştür. Vakti vakitında evliliğe ilk adımını atmıştır, ancak kocası evi terk edip bir daha geri dönmemiştir ve hiç çocuğu da yoktur. Kocasının evde olduğu zamanlar, birlikte ördek yetiştiriciliği yapmışlardır. Fakat Kuş Gribi yüzünden onları da elden çıkarmıştır. Bütün bunlara ek olarak babasının gövde ve akıl sağlığı gittikçe kötüleşmiştir ve kızından, kendisine uygunsuz bir halde dokunmasını istemektedir.Uyuyan Güzel - 17 yaşındaki Su-jin ve anası, ülkeye ustalaşmış kaçakçılar tarafından kaçak olarak sokulur. Annesi ülkeye kabul edilmek için kızı Su-jin'i, kırsal bir bölgede çiftlikte yaşayan Kim'e evlatlık olarak verir. Kısa bir süre sonra da Koreli bir insanla evlenir. Kim, yaşlı annesi ve ölmüş oğlunun lisede okuyan çocuğuyla birlikte yaşamaktadır. Su-jin, yaşlı anneyle kalacağını düşünürken, çiftlikteki ilk gecesinde üvey babasının tecavüzüne uğrar. Üstüne, üvey babasıyla aynı odayı paylaşmak ve devamlı olarak üvey babasının cinsel taleplerine karşılık vermek zorunda kalır. Su-jin'in huzur kaynağı ise, ona yakınlık duyan ve durumuna acıyan torundur. O da üvey babasının fizyolojik şiddetinin kurbanıdır. Su-jin daha sonra hamile kalır. Çocuğu doğurmasına yakın bigün, o ve torun kanlı bir bıçak bulurlar...

Ji-young, Hye-ju, Ji-young ve ikizler Bi-ryu ile Ohn-jo 'dan oluşan; yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen beş kişilik kız gurubu, lisenin bitmesi ile dağılır. Her biri yaşamın başka bir yanına savrulmuş, birbirlerini aramaz olmuştur...Hye-ju, torpil ile bir aracı kurumda ortacı olarak işe başlamış; bir yandan üniversiteye giden sevgilisi Chan-yong 'a eziyet etmekte, diğer yandan ise iş yerindeki üstlerinden kabul edilen Park 'ı ayartmaya çalışmaktadır...Ebeveynlerini kaybetmiş olan ve bu yüzden büyük anası ile büyük babasıyla yoksul bir yaşam sürdüren Ji-young, bir iş bulmayı becerememiştir. En sevmiş olarak ve en iyi yaptığı şey çizmektir fakat çizdikleri de para getirmemektedir...Gurubun en zayıf halkaları olan ikizler Bi-ryu ve Ohn-jo, sokakta tezgâh açmışlar ve hediyelik eşya satmaya başlamışlardır. Tae-hie ise babasının sıcak taş tesisi için çalışmaya başlamış, doğru düzgün maaş almadan despot babasının üstüne yıktığı ayak işleri için koşturmaktadır...Lise bittikten sonra buluşmalarının, birbirlerini aramalarının seyrelmesini; yeni hayatlarına ve işlerine alışma, düzenlerini oturtma sürecine bağlayan kızlar, her görüşmelerinde yaşamın gerçeklerini birazcık daha anlayacak ve kendi gerçekleriyle yüzleşmeye başlayacaklardır...

Guiyeoni’nin romanindan uyarlanan film Kim Tae-gyoon tarafindan çekilmistir.Jung Han-Kyung (Lee Cheong-ah) basit, hatta sehirdeki diger kizlara bakılırsa itici bir kizdir. 4 yil köyde yasadiktan sonra, babasinin ölümü üzerine Seul’a geri dönmek mecburiyetinde kalir. Orada anası, kiz kardesi Dae-reum ve yeni ailesi ile kalacaktir. Büyük bir ask acisinin ardindan, Han-Kyung otobüste Ban Hae-Won (Jo Han-seon) ile tanisir. Ancak Hae-won genç kiza kimden ayrildigini sordugu için Han-Kyung ona çok sinirlenir. Aslinda Han-Kyung’un sevgilisi onu birakmamistir, sadece aralarinda mesafe oldugundan dolayi sevgilisi Han-Kyung’un eski en yakin arkadaslarindan biriyle çikmaya baslamistir…

Polis memuru Young-woo'nun kızı Sae-hee hastadır ve acilen karaciğere ihtiyacı vardır. Uygun karaciğer Tae-ju isimli bir hırsıza aittir ve Young-woo karaciğerinden bir parça vermesi halinde serbest kalacağını söyleyerek Tae-ju'yu zor da olsa ikna eder. Ancak ameliyat için biriktirmiş olduğu paraya kardeşine kefil olduğu banka tarafından el konulur.Kız hakkında asıl gerçekleri öğrenen Tae-ju parayı bulmak için her şeyi yapar ancak işler istediği gibi gitmez...