nnesinin ani ölümü Myeong-eun'u Jeju Adasındaki memleketine geri getirir. Orada ablası Myeong-ju ve kızı Seung-a, ve 20 yılı aşkın bir süredir onlarla birlikte olan bir akrabası Hyeon-a hala eski evlerinde yaşamaktadırlar. Babasının yokluğu ve gayri meşru çocuk olmaktan duyduğu aşağılık kompleksiyle, Myeong-eun Hyeon-a'ya cenazeden sonra babasını aramaya başlayacağını söyler. Myeong-ju, Hyeon-a’nın ikna etmesi ve bir abla olmanın verdiği görev duygusuyla kız kardeşine eşlik etmeye karar verir.

Bir yabancıyı nasıl 12 saat boyunca alıkoyabilirsiniz?Ha-young (Lee Yo-won) en yakın arkadaşı Mi-ryung (Kim Min-hee) için bunu yapmak zorundadır.Mi-ryung yurtdışındaki sevgilisi Jun-woo (Shin Ha-gyun) için bir parti düzenlemiştir, ama tüm planları suya düşer. Çünkü babası Jun-woo'nun yarı hawaili olduğunu öğrenmiş ve parti düzenlemesine engel olmuştur.Jun-Woo, Mi-ryung'a daha erken geleceğini söyleyince daha da bir zor durumda kalır ve Ha-Young'dan havaalanına gidip, Mi-ryungun evindeki sorunlar çözülene kadar Jun-Wooyu oyalamasını ister. Ve böylece Ha-young için talihsizlikler başlar Başa gelen çekilir.

On one gloomy rainy night, a writer encounters an unexpected visit paid by a woman of his past. Seeking solitude from her ex-lover, she finds solace in this gentleman; and from that day on, they cherish every inch of each others body and indulge in ecstasy until her forbidden past is gradually revealed.

Zayıf, çekingen ve umutsuz üç erkek, büyük bir restoran sahibi ve dört zengin çocuğu olan, Büyükanne K’yi kaçırmaya karar verirler. Bir şekilde onu kaçırmayı başarır ve fidye olarak da 50 bin dolar isterler. Ne var ki, büyükanne fidyeyi kendiliğinden 50 milyon dolara çıkartır ve parayı ödemeyi reddeden oğulları ve kızlarından parayı almak için de bir entrika düzenler.

Sim-dan , beklenmedik bi kaza sonucu vampir olduktan sonra okulda hergün dayılık taslar. Değişimi kabullendikten sonra , tren rayına düşen kör bir adamın hayatını kurtarır. Olay tüm tv haberlerinde yayınlanır ve bir sürü insan Sim-dan'ı kahraman olarak çağırmaya başlar. Diğer bir yandan arkadaşları Sim-dan'ın karanlık güçlerini merak etmeye başlar.

Yağmurlu bir sabah, küçük So-Won (Lee Re) evinden okula gitmek için çıkar. Babası yerel bir fabrikada çalışıyor ve annesi evlerinin aşağısındaki mütevazı bir mahalle kırtasiye dükkanı işletiyordur. So-Won okula giderken yolda bir adam tarafından alıkonulur. Saatler sonra, So-Won'un babası Dong-Hoon (Sol Kyung-Gu) polisten yürek burkan telefon alır. So-Won tecavüze uğramış, sonra da hastaneye kaldırılmıştır. Mutlu olan aile kendilerini bir kez daha toparlayabilecekler mi?

Sıcak Kanlı Gençlik, Güney Kore'nin Heongseong bölgesinde, 80'li yılların başlarında geçmektedir. Film Heongseong yüksek okulundaki öğrencilerin bir birlerine karşı duydukları rekabetleri, dostlukları ve gizli aşkları konu almaktadır.Young-Sook (Park Bo-Young) okuldaki korku duyulan bir grubun lideridir. O dayanıklılığı ile tanınmasına rağmen, O Joong-Gil'e (Lee Jong-Suk) gizli bir aşka bağlıdır. Bu arada, Joong-Gil ise okulun playboyudur. Young-Sook dışında bütün kızlar onu elde etmek için uğraşırlar. Çünkü o...

Si-bum'un aktör olma hayali vardır. Si-bum bir gün Su-kyoung adında bir kız ile tanışır ve ona ilk görüşte aşık olur. Su kyoung, Su-bum ile birlikte vakit geçirerek kendi acısını hafifletmeye ve babasıyla olan kötü ilişkisinin üstesinden gelmeye çalışıyormuş gibi görünüyor. Ama bir süre sonra annesinin ölümü ile yüzleşmek zorunda kalır. Gerçeklerden kaçmak için bir deniz seyahatine çıkarlar, daha sonra Su-kyoung bir araba kazası sonucu ciddi bir şekilde yaralanır.Umutsuzca onu kurtarma mücadelesi verirken, Si-bum onun hastane masraflarını ödemek için para çalar ve bu olay onun bir barda zengin kızlara hizmet etmesine neden olur. Bu aralar Si-bum Su-kyoung'u rahatlatmak için oyunculuk hünerlerini kullanır ve oyunculuk hayatıymış gibi davranır. Fakat o popüler oluyor ve daha fazla para kazanmak için Seoul'de arkadaşı Young-ho'yu takip eder. Bir gün onun eski arkadaşlarından biri ile karşılaşır ve büyük bir mücadele içinde yer alır. korea-fans

Çevresine yardım etmeyi yaşam biçimi haline getirmiş orta yaşlı tuhaf bir adam, şehrin sokaklarında yaşlıların çantalarını taşıyıp onları karşıdan karşıya geçirmekte, çocuklara yardım etmekte, olmayacak yerlere çöp dökenlere kızmakta, yankesicileri kovalamakta, yaralıların, zor durumda kalmışların imdadına yetişmektedir. Kendisinin Superman olduğunu iddia eden bu adam kısa zamanda halkın olduğu kadar medyanın da dikkatini çeker. Onunla ilgili bir program hazırlaması istenen güzel yapımcı Soo-jung, deli saçması olarak gördüğü bu haber işini bir an önce bitirmek için harekete geçer. Ama çantasını kaptırdığı bir yankesiciyi yakalayan, üstelik kendisini bir kamyonun altında ezilmekten kurtaran Superman’ın hikayesine ilgi duymaya başlayınca, kamerasını alıp bu ilginç adamı çözmeye çalışır. Onun hikayesinde umduğundan çok daha fazlasının olduğunu yavaş yavaş anlamaya başlayacaktır.